1 Nisan 2020 Çarşamba


   ESKİNİN HİÇ ESKİMEYEN ADI: RADYO

                                    


  Merhaba. Ben Özge. Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik 2.sınıf öğrencisiyim. Küçük bi röportaj ödevimiz var yardımcı olabilir misiniz?
  Tabii ki yavrum seve seve. 

  Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyim?

  İsmim Lale. Lale Sevinmiş. 1952 Trabzon doğumluyum. Çocukluğum ailemle beraber köyde geçti. 20 yaşında evlendim. Eşim İstanbul’a atandı, 45 yıldır İstanbul’da yaşıyoruz. 

  Çocukluğunuz köyde geçti o zaman anladığım kadarıyla, radyoyu ilk gördüğünüzde neler hissettiniz hatırlıyor musunuz?

 Unutmak mümkün mü yavrum. İlk defa gördüğümde çok şaşırmıştım haliyle. Seslerin nerden çıktığını, nasıl bize ulaştığını anlamıyorduk. Ne olduğunu çözmeye çalışıyorduk. Alışmamız çok zor olmuştu. 

  Radyo ile tanışmanız nasıl oldu peki?

Babam iş sebebiyle İstanbul’a gitmişti. Geri döndüğünde getirmişti evimize. Konsol büyüklüğünde bir şeydi. Onca insanın içine nasıl sığdığı konusunda hayretler içindeydim. Salonun en güzel köşesinde yerini almıştı. 

  İlk ne dinlediniz peki, hangi programdı?

 Akşamları mahalle halkı bizim evde toplanırdı. Nefes bile almadan ajans denilen haberleri dinlerdik. İstanbul Radyo’su idi, çok iyi hatırlıyorum.  

 Radyonun sizdeki yeri nasıldı, ne kadar önemliydi?

O zamanlar bizim için bulunmaz bir nimetti. Düşünsenize Dünya’da olup bitenlerle tek bağlantınız o kocaman şey. Tabi televizyon ülkemize gelince önemi kaybetti. Şimdi telefonlarda çıkınca iyice yitip gitti aramızdan. 

  Bu keyifli sohbet ve ödevime yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim Lale Hanım. 

 Bende teşekkür ederim eski günler hakkında konuşmak, o anları tekrardan hatırlamak benim için zevkti.